Dinçer, yaptığı açıklamada, AKP iktidarının 23 yıldır getirdiği düzenlemelerle doğayı, ormanları, su kaynaklarını, zeytinlikleri yok ettiğini söyledi. Meclis’e sunulan yeni tekliflerin bu tahribatın devam edeceğinin açık göstergesi olduğunu vurgulayan Dinçer, İklim Kanunu adı altında getirilen düzenlemenin, isminin aksine doğayı korumakla ilgisi olmadığını belirtti.
Dinçer "Bu kanun teklifi bir iklim kanunu değildir. Tam aksine, parayı verenin doğamızı, havamızı istediği kadar kirletmesinin önünü açan bir karbon piyasası düzenleme kanunudur. Yani bu kanun doğamızı katlederek yeni bir rant kapısı açmaktadır" dedi. Söz konusu düzenlemenin iklim krizine çözüm değil, sermayenin krizine çare üretmeyi amaçladığını ifade eden Dinçer, "Bu haliyle bu yasa, iklim kriziyle mücadele değil, krizi derinleştirme yasasıdır" dedi.
Dinçer, aynı zamanda torba yasa teklifinde yer alan ve zeytinlik alanların maden projelerine açılmasını sağlayacak maddelere de dikkat çekti. Teklifin geçmesi durumunda Türkiye’nin kadim zeytinliklerinin sermayenin çıkarları uğruna yok edilmesinin önünün açılacağını söyleyen Dinçer, "Binerce yıldır yaşam kaynağı olan zeytinlikler, bir kez daha tehdit altında" dedi.
"Sermayeye karşı, doğamızı ve toprağımızı savunmaya devam edeceğiz" Açıklamasında toplumsal mücadele çağrısı yapan Dinçer, şunları kaydetti: "Her ne olursa olsun dün Akbelen’de, Kaz Dağları’nda olduğu gibi sermayeye karşı, doğamızı ve toprağımızı savunmaya devam edeceğiz. Havayı, doğayı, toprağı değil, sermayeyi koruyan bu düzeni hep birlikte değiştirmek için var gücümüzle mücadele edeceğiz."

Yorum Yazın