CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve görevden uzaklaştırılan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için kurulan Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'nin açılışında CHP'nin Ankara'da yer alan genel merkez binasının önünde miting düzenlendi.
Mitinge mesaj gönderen İmamoğlu, mektubunda şunları söyledi Kıymetli yol arkadaşlarım, değerli vatandaşlarım, canım milletim; Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisimizin açılışına hoş geldiniz. Eşit haklara sahip vatandaşların, özgür ve adil seçimlerle yöneticilerini belirlemesi, Cumhuriyetimizin temelidir, demokrasimizin asli şartıdır. O nedenle, ülkenin çok kötü yönetildiği, en zor zamanlarda, en kara günlerde bile içimizde hep bir umut vardır: ‘Bir pazar günü sandığa gider, iktidarı değiştiririz, hayatımızın seyri değişir,’ diye düşünürüz. Milletimize bu umudu, bu özgüveni Gazi Mustafa Kemal Atatürk verdi. Hiç kimse geri alamaz.
"Bu nitelikleriyle burası bir partinin, bir şahsın değil, milletin ofisidir" Zaman zaman milleti hiçe sayarak, kendini devletin sahibi zannedenler oldu. Fakat tarihimiz, devletin asıl sahibinin millet olduğunu, iktidarların geçici, milletimizin hayal ve hedeflerinin ise kalıcı olduğunu bizlere gösterdi. Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi, her şeyden önce milletimizin Cumhuriyete ve demokrasiye bağlılığının, milli iradenin üstünlüğüne olan inancının ifadesidir. Milletimizin eşit şartlarda, mertçe yürütülecek bir siyasi rekabet talebinin ifadesidir. Bu nitelikleriyle burası bir partinin, bir şahsın değil, milletin ofisidir. Eksiksiz, tüm milletindir! Burası, milletimizle birlikte tarih yazacağımız bir merkez olacaktır!
"Peşinde olduğumuz zafer, milleti içine düştüğü durumdan kurtarmaktır" Değerli yurttaşlarım; demokratik siyasetin özü, toplumun ortak menfaatlerine hep birlikte, barış içinde ulaşmak, ülkenin sorunlarını uzlaşı ve iş birliği içinde çözmektir. Bu da çok sesliliği, düşünce ve ifade hürriyetini gerektirir. En geniş mutabakatın, en büyük uzlaşmanın peşinde koşmayı gerektirir. Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi, demokratik siyaset anlayışıyla ülke sorunlarına köklü ve kalıcı çözümler üretmek ve mutlaka zafere ulaşmak amacıyla yola çıkıyor. Ama herkes çok iyi bilsin ki; peşinde olduğumuz tek zafer, ortak aklın, ortak vicdanın zaferidir. Peşinde olduğumuz zafer, milleti içine düştüğü durumdan kurtarmaktır.
Türkiye’yi, geçim derdi çekmeden, gelecekten korkmadan yaşayan, çalışkan, özgür ve mutlu insanların ülkesi haline getirmek için yola çıkıyoruz. Çalışmanın, üretmenin kıymeti bilinsin; herkes emeğinin, girişiminin, yatırımının karşılığını hakkıyla alabilsin diye yola çıkıyoruz. Herkes için, her yerde adalet hakim olsun, kimse kendisini eşitsizliğe, ayrımcılığa, uğramış hissetmesin diye yola çıkıyoruz. Herkes için her yerde hürriyet hakim olsun, kimse kendisini haksızlıklar, imkansızlıklar yüzünden kısıtlanmış, sınırlanmış hissetmesin diye yola çıkıyoruz. Herkes evde, sokakta, iş yerinde, okulda, hastanede güvende ve güvencede olsun diye yola çıkıyoruz. Devlet, herkesin devleti olsun, adaletinden ve gücünden sual olunmasın, herkesin sonuna kadar yanında olduğunu bildiği, herkesi güvende hissettiren güçlü bir devlet olsun diye yola çıkıyoruz. Ve biz elbette Türkiye’yi çok daha güçlü, zengin ve büyük bir ülke yapacağız. Biz; gücünü, zenginliğini, büyüklüğünü istisnasız tüm vatandaşlarına özgürlük, refah ve mutluluk olarak yansıtan bir Türkiye’yi hep birlikte kuracağız. Sadece bir kişi, bir kadro, bir program değişikliği değil, büyük bir zihniyet değişikliği vaat ediyoruz. Tek adam rejimi; devletin işleyişindeki temel değerlere, kurum ve kuralların gücüne, devlet-millet ilişkilerine, siyaset yapma biçimlerine, toplumsal birlik ve dayanışma duygusuna çok büyük zararlar verdi, erozyonlara yol açtı. Biz, ülkemizin tüm meselelerini; hukukun üstünlüğüne ve kuvvetler ayrılığına dayalı, çoğulcu, demokratik bir anlayışla çözeceğiz. Ülkemizin tüm meselelerini eşitlik, adalet, özgürlük değerlerine tam bir bağlılıkla; birlik ve dayanışmaya, kardeşçe yaşamaya duyduğumuz inanç ve güvenle ve hep ortak aklın rehberliğinde çözeceğiz.
Vaat ettiğimiz zihniyet değişikliğinin, halkın ihtiyaç ve taleplerini karşılamada, şehirlerimizin sorunlarını çözmede ne kadar etkili olduğunu, yerel yönetimler ölçeğinde kanıtladık. Her biri kendisini ‘Türkiye İttifakı’nın belediye başkanı olarak hisseden başkanlarımız, icraatçı ve halkçı politikalarıyla, vatandaşın gönlünde çok güçlü ve çok güzel bir yer edindiler. Ankara’da Mansur Yavaş Başkanımızın, Antalya’da Muhittin Böcek’in, Adana’da Zeydan Karalar’ın, Mersin’de Vahap Seçer’in, Adıyaman’da Abdurrahman Tutdere’nin, Manisa’da rahmetli Ferdi Zeyrek kardeşimizin ve burada isimlerini sayamayacağım tüm diğer değerli belediye başkanlarımızın büyük başarıları bir tesadüf değildir.

Yorum Yazın