GÜNDEM

 SELÇUKLU DEVLETİ TARİHİNDEN "ALTUNCAN HATUN" Prof. Dr. Turan Akkoyun Yazdı..

hüseyin okumuş
14090 Görüntüleme
22 Temmuz 2023 13:34
Son Güncelleme: 22 Temmuz 2023 13:34
 SELÇUKLU DEVLETİ TARİHİNDEN "ALTUNCAN HATUN" Prof. Dr. Turan Akkoyun Yazdı..

                 Altuncan Hatun, Büyük Selçuklu Devleti'nin sultanı Tuğrul Bey'in ilk eşidir. Tuğrul Bey ise Altuncan Hâtun'un ikinci eşi. İlk eşi Harzemşah ölünce, Tuğrul Bey'in tâlib olmasıyla oğlu Anuşirvan'ı yanına alarak Selçuklu sarayına gelin oldu. Zeki, akıllı, bilgili, at binen, kılıç kullanan bir hâtundu.  Tuğrul Bey, devlet işlerinde dâima ona danışarak hareket etti. Türk töresinde kadının yeri çok önemlidir. Saygındır. Söz sahibidir. Karar vericidir. Tarihimizin her döneminde önemli hizmetler yapmış Türk kadınları olmuştur...

 Altuncan Hâtun, hep devletin iyiliği için akıl verdi. Sarayda entrika, dedikodu gibi fenâlıklara geçit vermedi. Kısaca, fenâfiddevle olmuş bir hâtundu. Yâni, devletin varlığında yok olmuş; devletin bekâsını her şeyden üstün tutmuştu. Hattâ, öz evlâdından bile...

Selçuklu Devleti'ni yıkılmaktan kurtaran yiğit hâtun: Büyük Selçuklu Devleti’nin kurucusu Sultan Tuğrul Bey, 1055 senesinde Abbasi Halifesi Kâim Biemrillah'ın dâveti üzerine Bağdat'a gitti. Yanında eşi Altuncan Hâtun ve üvey oğlu Anuşirvan da vardı. Büveyhîlerin Bağdat’daki siyâsî gücüne son verdi. Adına hutbe okutulmasıyla İslâm dünyâsının da siyâsî lideri oldu. Bilge Kağan-Kültigin misâli kardeş dayanışmasıyla devleti yönettiği kardeşi Çağrı Bey, devletin Doğu siyâsetine hâkimdi.

Tuğrul Bey, kendisinin Bağdad'da olmasını fırsat bilerek isyân edip Hemedan'a doğru ilerleyen üvey kardeşi İbrahim Yınal'ı bastırmak için 1058'de Bağdat'dan ayrıldı.  Veziri Amidülmülk, eşi Altuncan Hatun ve üveyoğlu Bağdad'da kaldı. Sultan, İbrâhim Yınal karşısında başarısız oldu. Çağrı Bey bir hayli yaşlandığından, onun oğullarından ve Bağdad'daki vezirinden yardım istedi. 

Ancak, Selçuklu askerleri giderse Büveyhîlerin yeniden işgâlinden çekinen Halife ve Vezir Amidülmülk, Tuğrul Bey'in üvey oğlunun sultan ilân edilmesini istediler. Anuşirvan da aynı fikirdeydi.  Altuncan Hâtun, üçlü muhâlefete rağmen atına atladı ve haberi alıp akın akın Bağdad'ın her tarafından yetişen Türk askerlerinin başına geçerek Hemedan'a doğru yola çıktı.

Halife ve Selçuklu vezirleri Tuğrul Bey’in yerine Altun Can Hatun’un oğlunu tahta çıkartmaya çalışmışlardır. Bu duruma şiddetle itiraz eden Altun Can Hatun, kendi öz oğlunu Sultanlığa heveslendiği için zindana attırmış ve Türkmenlerden oluşturduğu bir orduyla kılıç kuşanıp orduya komuta ederek kocası Tuğrul Bey’in yardımına koşmuştur.

Tuğrul Bey, eşinin ve yeğenlerinin yardımıyla İbrâhim Yınal'ı yendi. Bizzat annesi tarafından teslim edilen üvey oğlunu ise  affetti. Altuncan Hâtun'un yiğitliği bununla bitmedi. Hasta olup ölümü beklerken bile kalbi devlet için çarpmaktaydı. Ölüm döşeğinde, Tuğrul Bey'e halifenin kızı ile evlenmesini, böylece daha da güçleneceğini tavsiye edecek kadar fedâkâr ve kıskançlıktan münezzeh bir kadındı.

Yakalandığı hastalık sebebiyle 1060 yılında vefât etti. Devletin başkenti Rey şehrine defnedildi. Eşinin vefâtına çok üzülen Tuğrul Bey, vasiyetini dinleyerek halifenin kızı ile evlendi. Ancak, çocuğu olmadı. 1063 yılında vefât edince yerine, kardeşi Çağrı Bey’in oğlu Alparslan geçti.

Altuncan Hâtun'un ne romanı yazıldı ne filmi yapıldı. Devlet için kadınlıktan, analıktan, bir an bile tereddüt etmeden vazgeçebilen bu soylu  Türk kadınını rahmetle analım...

   KAYNAKÇA  Ayşe Dudu Kuşçu, ‘’Selçuklu Devlet Yönetiminde Kadının Yeri ve Altuncan Hatun Örneği’’, Selçuklu Medeniyeti Araştırmaları Dergisi / 1 (Aralık 2016): 173-191.

Yorum Yazın

Yorum yazarak topluluk kurallarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Belediyeler hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.