GÜNDEM

Yenidoğan çetesi' davası başlıyor: Siyasi partiler ve STK'ler adliye önünde Bekleyiş Sürüyor

hüseyin okumuş
267109 Görüntüleme
18 Kasım 2024 11:05
Son Güncelleme: 18 Kasım 2024 11:05
İstanbul'da yaşanan sağlık skandalına ilişkin davanın ilk duruşması bugün Bakırköy Adliyesi'nde görülecek. Yenidoğan çetesi olarak bilinen suç örgütü yönetici ve üyeleri, ilk kez hakim karşısına çıkacak. Siyasi partiler, STK'ler ile yurttaşlar, duruşma öncesinde adliye önünde toplandı.
Yenidoğan çetesi' davası başlıyor: Siyasi partiler ve STK'ler adliye önünde Bekleyiş Sürüyor

Sosyal Güvenlik Kurumu'nu (SGK) dolandırmak için 112 Acil Çağrı Merkezi çalışanları ve özel hastanelerin yeni doğan bebek servisleriyle anlaşarak, yeni doğan bebekleri gereksiz yere bu hastanelere sevk eden ve en az 10 bebeği ihmali davranışla öldüren ya da ölmek üzere olan bebeklerin ailelerinden ve SGK'dan daha fazla para almak için zorla yaşatan 'Yenidoğan suç örgütü' lideri doktor Fırat Sarı ve örgüt yöneticileri doktor İlker Gönen ile ambülans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir dahil 22'si tutuklu 47 sanığın, 500'ü aşkın hapis cezaları istemiyle yargılanmasına bugün Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlanacak.

Duruşma öncesinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), kadın ve çocuk derneklerinden oluşan Sivil Toplum Kuruluşları (STK) temsilcisi adliye önünde toplandı. CHP Büyükçekmece İlçe Başkanlığı, adliye önüne bebek arabaları ile geldi. 

"BAKANLIK DENETİM GÖREVİNİ YAPMAMIŞ"

Duruşma öncesi CHP Grup başkanvekili Murat Emir, CHP Genel başkan yardımcıları Gamze Taşcıer, Zeliha Aksaz Şahbaz, CHP Kadın Kolları Başkanı Asu Kaya, CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer ve CHP Samsun Milletvekili Murat Çam’dan oluşan CHP heyeti adliye önünde açıklama yaptı. Davayı sonuna kadar takip edeceklerini söyleyen CHP Grup başkanvekili Murat Emir, "Burada 47 sanık yargılanacak ama bu olay 47 sanıkla sınırlı değil. Burada iki doktor bir ambulans görevlisi ve onlarla birlikte çalışan hemşireler, sağlık personelleri ve sağlık personeli olmayan kişiler yargılanacaklar. Ama burada ağır bir sistem sorunu var. Sağlık Bakanlığı denetim görevini yapmamış, bu olayların başlamasıyla birlikte harekete geçmemiş, sadece mali şubeye bildirmişler ve bununla yetinmişler. Ve bu sürede, bu soruşturmalar yapılırken Sağlık Bakanlığı denetim görevini çok geç yapmış. Soruşturma dosyasından anlıyoruz ki, 8-9 ay sonra ani denetlemeler yapmışlar, orada da bir şeye rastlayamamışlar. Yani Sağlık Bakanlığı seyretmiş ve Sağlık Bakanlığı seyrederken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, SGK'ya da bildirimde bulunmamışlar. SGK da çatır çatır para ödemeye devam etmiş. Polis, teknik takibe almış, teknik takip ikinci ölümden sonra başlamış. Üçüncü ölüm olduğu anda Sağlık Bakanlığı'nın, yargının hemen müdahale edip, durdurup gerekli işlemleri yapması gerekirken bu işlemler yapılmadığı için 8 yavrumuz daha ölmüş ve çok daha çarpıcı olanı, bu hastaneler, ikisi hariç sekizi daha geçen ay kapatıldı. Yani Türkiye halkı ayağa kalkınca, bu cinayetler zinciri ortaya çıkınca hastaneleri kapatmak akıllarına geldi" dedi.

Murat Emir, "Bu çetenin bir uzantısı, bir savcıyı makamında tehdit edecek kadar cesaretlenmiştir bu ülkede. Bu kişilere bu cesareti kim vermiştir? Elbette başta Sağlık Bakanı vermiştir. Gitmiştir o hastaneleri, soruşturulan hastaneleri tek tek ziyaret etmiştir. Sırtlarını sıvazlamıştır. Arkadaşım demiştir. Kapatmak aklına gelmemiştir. Dolayısıyla 47 sanıkla olmaz. Bu buz dağının sadece görünen kısmıdır. Bu buz dağının altında büyük skandallar var. Olayı geçiştirmeye, küçümsemeye, azaltmaya çalışmasınlar. Tüm Türkiye'nin gözü burada. Ve biliyoruz ki sağlığı piyasalaştıran, sağlığı denetimsiz özele açan özel hastaneleri olması gerektiği gibi denetlemeyen suç işleyeni yargılamayan, suç işleyen hastaneyi anında kapatmayan, suç işleyen hastaneye para ödemeye devam eden bu sistem bu cinayetlerin birinci derecede sorumlusudur" diye konuştu.

"BAKAN BİRİNCİ ELDEN SORUMLUDUR"

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Gölge Sağlık Bakanı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, açıklamasında şöyle konuştu: "Bu şehrin 19 hastanesinde göz göre göre çete faaliyetlerine izin veren ve bebeklerimizin hayatını kaybetmesine neden olan kamu görevlileri, Sağlık Bakanlığı yetkilileri, il sağlık müdürlüğü yetkilileri bu davada yoktur. Bu davada iddianamede yer almamaktadır. Burada suçlu, etkin bir şekilde bu hastanelerini denetlemeyen il sağlık müdürlüğü yetkilileridir, Sağlık Bakanlığı yetkilileridir ve görevden el çektirilerek yargılanmalıdır. Burada suçlu SGK yıllardır yağmalanırken buna göz yuman SGK yetkilileridir ve görevden alınarak yargılanmalıdır. Bu davada bir tane bile kamu görevlisi yoktur ve esas olarak yargılanması gerekenler de bu suçlara göz yumanlardır. İl Sağlık Müdürü olarak 2016 yılından beri 8 yıl süreyle İstanbul sağlığını yöneten şu anki Sayın Bakan Kemal Memişoğlu bu davada birinci elden sorumludur ve bir an önce istifa etmeli ya da görevden el çektirilmelidir."

"YÜZLERCE DEĞİL BİNLERCE ÇOCUK"

UCİM Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Genel Başkanı Saadet Özkan, Bakırköy Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, "Çocukların istismar sonucunda öldürüldüğü duruşmalara girdik. Ama Türkiye tarihinde bebeklerimize göz dikildiğini hiç görmemiştik. Yeni doğan, insanların en mutlu gününde, evlat sahibi olduğu günde çocuklara göz dikenlerin, onları öldürenlerin, bebek katillerinin bugün davasına giriyoruz. Davanın iddianamesinde gördüğümüz vehamet, gördüğümüz cehalet, gördüğümüz kötülüğe bir daha çağlar boyunca hiç denk gelmeyeceğiz. Dava dosyası her ne kadar 2022-2023-2024 yılını kapsasa da 2014 yılından gelen ihbara denk geldik. Bu şu oluyor; yüzlerce değil binlerce çocuğumuza zarar vermişler, sakat bırakmışlar. Bu çocuklar senin, benim, yeni evlenen gençlerin çocuğu. Bu dava Sadece İstanbul'da mı? Türkiye'nin her yerinde derinleştirmemiz gereken korkunç bir skandalla karşı karşıyayız. Küçücük çocukların ciğerlerini yok ettiler, onların kanlarını aldılar ve yaşayacak çocuklarımızın hayatına göz dikip onları öldürdüler" diye konuştu.

YOĞUN KALABALIK OLUŞTU

Duruşma, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Bakırköy Konferans Salonunda görülecek. Duruşma başlamadan önce konferans salonunun girişinde yoğun kalabalık oluştu.

''AVUKATA DEĞİL ÇETELERE BARİKAT''

Duruşmanın görüleceği Konferans Salonu önünde bekleyen avukat ve yurttaş kalabalığı, bir türlü salona alınmadıkları için tepki gösterdi. Kalabalıktan 'Avukata değil çeteleri barikat' sloganları yükseldi.

 İddialar ve suçlamalar neler, iktidar ve muhalefet ne diyor?

İstanbul'da bugün başlayacak davada 22'si tutuklu 47 sanık yargılanıyor. İddianamede, sanıkların bazı bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek haksız kazanç sağladığı öne sürülüyor. Bu süreçte bazı bebeklerin hayatını kaybettiği iddia ediliyor.​​​​

'Yenidoğan Çetesi' davası başlıyor: İddialar ve suçlamalar neler, iktidar ve muhalefet ne diyor?

Türkiye’de son dönemde görülen en büyük sağlık skandalı olarak nitelendirilen "yenidoğan çetesi" ile ilgili dava bugün İstanbul'da başlıyor.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, 22'si tutuklu 47 sanık hakkında 1399 sayfalık bir iddianame hazırladı.

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi 28 Ekim'de kabul etti.

İddianamede sanıkların İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bazı bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettirdikleri, bazılarının ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları öne sürülüyor.

İddianamede;

  • Hayatını kaybeden 10 bebek "maktul",
  • Beş kişi "müşteki",
  • Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü "suçtan zarar gören",
  • Sağlık şirketleri ve hastaneler "malen sorumlu",
  • 47 kişi de "sanık" olarak yer alıyor.

Sağlık Bakanlığı ve SGK’nın pek çok özel hastaneyle olan sözleşmelerine bağlı olarak, doğum sonrası ölümleri azaltmak için yenidoğan bebeklerin kaldığı yoğun bakımlara günlük 8000 TL ödeme yapılıyor.

"Yenidoğan çetesinin" devletin gün bazlı hesaplanarak ödemesini yaptığı "yoğun bakım tedavisi" kapsamında, "sözde tedavi" uygulaması üzerinden kazanç edebilmek adına 19 özel hastane ve birçok "112 Acil" personelini organize ettiği iddia ediliyor.

  • Yenidoğan bebeklerin sağlık durumları kötü gösterilerek uzun süre yoğun bakımda tutulduğu ve böylece SGK’dan yüksek meblağda ödeme alındığı,
  • Entübe edilmediği halde entübe gösterilen bebeklerin kayıtları yapılarak durumlarının manipüle edildiği,
  • Özellikle Acil Sağlık Hizmetleri Koordinasyon Komisyonu (ASKOM) kurallarına aykırı olarak hasta nakillerinin yapıldığı ve böylece hastanelerin yatak doluluk oranlarının artırıldığı öne sürülüyor.

CİMER'E İLK İHBAR 27 MART 2023'TE

"Yenidoğan çetesi" ilk kez Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) 27 Mart 2023'te yapılan isimsiz bir ihbar üzerine tespit edildi.

İstanbul'da Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından yürütülen soruşturmada, bazı özel hastanelerin yeni doğan yoğun bakım ünitelerinin usulsüz şekilde işletildiği, rüşvet ve evrakta sahtecilik yöntemleriyle SGK'dan haksız kazanç sağlandığı ortaya çıktı.

İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan fezlekede ve Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesinde çete, "suç örgütü" olarak nitelendiriliyor ve örgüt üyeleri beş ayrı kategoride suçlanıyor:

  • Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, örgüt adına faaliyet yürütmek,
  • Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi (bebek ölümlerine atıf),
  • Nitelikli dolandırıcılık (SGK üzerinden alınan haksız ödemeler),
  • Resmi belgede sahtecilik,
  • Rüşvet.

Doktor Fırat Sarı, Medisense Sağlık Hizmetleri adlı şirketin sahibi ve "örgütün lideri" olarak suçlanıyor.

Doktor İlker Gönen ve ambülans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, "örgütün yöneticileri" olmakla itham ediliyor.

On kişi "örgüt üyesi" olmakla suçlanıyor.

Polis fezlekesinde tüm bu isimlerle birlikte 10 hemşirenin yaptıkları iddia edilen usulsüzlükler de anlatılıyor.

SANIKLAR HAKKINDA İSTENEN CEZALAR

İddianamede, sanıklar Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Diğer sanıklar hakkında da benzer suçlardan hapis cezaları isteniyor.

İddianamede, ayrıca, malen sorumlu olarak belirtilen hastaneler ve hastanelerin bağlı olduğu şirketler lehine "dolandırıcılık" suçu işlenerek maddi menfaat temin edildiğinden, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanması, hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulması talep ediliyor.

"Yenidoğan çetesi"nin işlediği iddia edilen 197 suç eylemi, 30 klasörlük denetim raporunda yer aldı.

RUHSATLARI İPTAL EDİLEN HASTANELER

Soruşturma kapsamında, İstanbul'da dokuz, Tekirdağ Çorlu'da bir hastanenin ruhsatı iptal edildi.

Ruhsatları iptal edilen hastaneler şöyle:

  • Özel Avcılar Hospital Hastanesi
  • Özel TRG Hospitalist Hastanesi
  • Özel Birinci Hastanesi
  • Özel Güney Hastanesi,
  • Özel Bağcılar Medilife Hastanesi
  • Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi
  • Özel Reyap İstanbul Hastanesi
  • Özel Şafak Hastanesi Bağcılar
  • Özel Silivri Kolan Hospital Hastanesi
  • Çorlu Reyap Hastanesi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, soruşturmada adı geçen hastanelere yapılan ödemelerin durdurulduğunu, bu hastanelerin SGK sözleşmelerinin de iptal edildiğini açıkladı.

Soruşturmanın titizlikle yürütüldüğünü vurgulayan Bakan Işıkhan, “SGK olarak finansal boyutuyla ve adli boyutuyla bu işin takipçisi olduğumuzun ve sorumluların gerekli cezaları alması için gayret ettiğimizin bilinmesini isterim” dedi.

Ruhsatı iptal edilen hastanelerden Özel Avcılar Hospital'ın sahibi eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ise 18 Ekim'de Odatv’ye yaptığı açıklamada şöyle konuştu:

“Bizim hastanemizin ismi geçiyor. Bizim insanı iyileştirmek, hayatta tutmak dışında bir anlayışımız olamaz. Böyle bir anlayışta olan kişiyi kabul etmemiz de mümkün değil. Ve bu anlayış dışında olan kişilerin de hukuk önünde ceza alması için de çalışırım."

ERDOĞAN: 'BİR DAHA GÜN YÜZÜ GÖRMEMELERİ İÇİN KONUNUN BİZZAT TAKİPÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİM'

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 22 Ekim'de yaptığı açıklamada, “Masum bebeklerin hayatıyla oynayan bu canilerin bir daha gün yüzü görmemesi için Cumhurbaşkanı olarak ben de konunun bizzat takipçisi olmaya devam edeceğim” dedi.

Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ise aynı gün Anadolu Ajansı'na yaptığı açıklamada, bebek ölümlerine neden olan "yenidoğan çetesi"nin titizlikle yürütülen bir soruşturmanın ardından 26 Nisan'da düzenlenen bir operasyonla çökertildiğini söyledi.

CHP'DEN SUÇ DUYURUSU

CHP Sözcüsü Deniz Yücel, skandalın ortaya çıkması sonrası Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na istifa çağrısı yaptı.

Yücel, 19 Ekim'de yaptığı konuşmada skandalla ilgili "Başka bir ülkede olsa hükümet istifa ederdi. Bizde ise sorumluluğu olan siyasiler büyük bir yüzsüzlük ve pişkinlikle koltuğa yapışıyorlar" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel aynı gün, iktidara hitaben, "Eğer varsanız bu işe bulaşan bütün hastaneleri, FETÖ'nün yaptığı hastanelere, okullara nasıl KHK ile el koyduysanız, bu işe bulaşan bütün hastanelere Salı günü Meclis’te hep beraber el koyalım, kamulaştıralım” dedi.

Özel, soruşturmada CHP Beylikdüzü Belediye Meclisi Üyesi Ahmet Atilla Yılmaz'ın adının geçmesine ilişkin olarak da "Bu işin içinde, içinde değil, 10 kilometre kenarında bir tane CHP’li varsa onu partide tutan namussuzdur, şerefsizdir" ifadelerini kullandı.

Ahmet Atilla Yılmaz aynı gün CHP'den istifa etti.

CHP, 22 Ekim'de, eski Sağlık Bakanları Recep Akdağ, Mehmet Müezzinoğlu ve Fahrettin Koca ile dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü olan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu hakkında "görevi kötüye kullanmak" iddiasıyla suç duyurusunda bulundu.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Ankara Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, "Sağlıkta Dönüşüm Programı adı altında sağlığı ticari metaya dönüştüren ve para hırsıyla canlarımıza kıyan bu çetelere zemin oluşturan, bu oluşumlara göz yuman AKP bu işin baş sorumlusudur" dedi.

BAKAN MEMİŞOĞLU SUÇLAMALARA NE YANIT VERDİ?

Bakan Memişoğlu kendisine yöneltilen suçlamalara, 18 Ekim'de Gerçek Gündem'den Seyhan Avşar'a konuşarak yanıt verdi.

Avşar'ın soruları ve Memişoğlu'nun yanıtları şöyle:

-Sayın Bakan bu olay siz İstanbul İl Sağlık Müdürü olduğunuz dönem yaşandı. CİMER’e yapılan şikayet anına kadar bunu fark etmediniz ya da fark edemediniz. Bu soruşturmanın iznini veren eski Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın ekibi dahi İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Hastaneler Birimi’nin bu süreci tespit etmesi gerektiğini ancak etmediğini söylüyor. Eksik ya da yetersiz mi kaldınız? Konu CİMER’e yazılana kadar nasıl fark etmediniz?

Sizlerden objektif olmanızı rica ediyorum. Üstümüze düşen neyse yaptık. Soruşturma 2023 yılında başladı. Yirmi iki kişi tutuklu. Sizler tutuklu sayılarını biliyorsunuz. Peki o isimlerin nasıl operasyon yapıldığını biliyor musunuz? Onun görüntülerini de sizlerle paylaşacağım. Denilenler doğru değil. Üzerimize düşenin fazlasını yaptık. Bunu diyenlere aldanmayın. Biz gereğini yapan tarafız. Bir basın açıklaması yaptık Seyhan Hanım. Onu ben size de atayım okuyun. Daha fazla konuşmak istemiyorum. Biz gereğini yapmazsak söylersiniz.

-Sayın Bakan "gereğini yapan taraf" olduğunuzu söylüyorsunuz. SGK’yı dolandırmak için bebekler öldürülmüş. Bir soruşturma var. Bu hastaneler SGK’ya neden bildirilmedi?

Siz SGK’ya bildirim yapılmadığını nereden çıkarıyorsunuz. SGK’ya bildirim yaptık. Savcılığa bildirim yapıldı.

- SGK’ya bildirim yapılmasına rağmen bu hastaneler "hizmet" vermeye devam mı etti?

Artık konuşmak istemiyorum. İyi geceler…

MECLİS'TE GENEL GÖRÜŞME ÖNERİSİ AKP VE MHP'NİN OYLARIYLA REDDEDİLDİ

Saadet Partisi Meclis Grup Başkanvekili Bülent Kaya, TBMM Genel Kurulu’nda 22 Ekim'de yaptığı konuşmada skandala tepki gösterdi.

Bülent Kaya, yoğun bakım ünitelerinin alt şirketlere devredildiği dönemde denetim yapılmadığını savunarak Sağlık Bakanlığı’nı eleştirdi.

Kaya, “Siyasi sorumluluklar üstlenilmediği sürece her gün yeni skandallar yaşanacak” dedi.

Saadet Partisi, skandalın araştırılması ve sağlık sistemindeki denetimlerin güçlendirilmesi için TBMM’ye genel görüşme önerisi sundu.

Öneri, AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez, 12 Kasım'da "yenidoğan çetesi" mensuplarına ait olduğunu öne sürdüğü WhatsApp yazışmalarını yayımladı.

Bir yazışmada çete üyelerinden birinin, "Bağcılar'dan gelen bebek" diye paylaştığı fotoğrafan bir başka kişi "Bebek pisliğin teki çıktı İlker baba" şeklinde yanıt veriyor.

Bir diğer yazışmada ise bir çete üyesi ağlayan bebeğe ilaç verip, "Kestim nefesini, haberiniz olsun" diyor.

13 Kasım'da da SÖZCÜ TV'de yayımlanan Arena programında gazeteci Uğur Dündar'a konuşan Turhan Çömez, soruşturma kapsamında kapatılan bir hastanede bebekler üzerinde deneyler yapıldığını da iddia etti.

Sağlık Bakanlığı'ndan henüz bu iddiayla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.

Yorum Yazın

Yorum yazarak topluluk kurallarımızı kabul etmiş bulunuyor ve tüm sorumluluğu üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Belediyeler hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.