Anadolu'da çocuk olmak belki de heybede çocuk olmaktı. Tarlada büyümekti. Kuzu ile kardeş olmaktı.
Anadolu' da çocuktuk bir zamanlar.
Özsaygı, alçakgönüllülük, can kıymeti bilmek en önemli değerlerdi. Binlerce yıllık kültürü, Dede Korkutu anlatırlardı bize.
Ya şimdi nasıl?
Ne saygı kaldı ne de can kıymeti....
Dede Korkutu anlatacak da kalmadı.
Köy giderse şehirli olmazsın, köksüz olursun.
Bu yüzden koy meselesini çok önemsiyorum.
Geçen bir söz okudum. Harman yerinde toz yutmayan ne bilsin ekmeğin kıymetini yazıyordu.
Söz aldı götürdü beni, çocukluğumu hatırlattı.
Eski günlere doğru bakıyorum. Çocukluğumda 40-45 yıl önce düvene binebildim. Sonra düven kalmadı her yere patos geldi. Sonra patosunda devri geçti. Şimdi biçerdöver hepsini kolayca hallediyor.
Ama harman dövmek hala zihinlerde...
Orak ile biçmesi, destisi, sap atması, düveni, savurması, ambara getirmesi ne zor idi o günlerde. Hepsi bir lokma ekmek içindi.
Eskiden çiftçilik çok zordu.
Evet bir lokma ekmek için harcanan emek çok fazla idi. Çocuklukta zordu. Ama zorlukların yanında güzellikler ve en önemlisi de işlerini yapan insanların sonunda yaşadıkları doyum ve mutluluk artık şimdiki insanlardan çok uzak...
Sürümden hasada emeğin karşılığı olan tarladan sofralarımıza gelen nimetlerin bedelinin para ile ödenemeyeceğini düşünenlerdenim. Ve derim ki
çiftçilerin emeği ödenmez. O zor şartlarda büyüyen Anadolu insanımızın şu an sürdürdüğü kadirşinaslıkta her zaman takdire değerdir.
O zor koşullardan gelen insanı hemen tanır hemen köy çocuğu olduğunu anlarsınız.
Şimdiki düz lise okuyan yeni nesil gençlere bakıyorum. Bir dönüm tarla işlemeden, harman dövmeden, bir inşaatta çalışmadan, bir metre bez dokumadan, bir tekne hamur yoğurup saçta ekmek yapmadan, ateşi yakıp bir çorba yapmadan günleri test çözerek geçiyor. Test ile büyütülen AVM çocuklarına zor ögretiriz ekmeğin kıymetini. Ve onlar hiç benzemeyecekler heybede büyüyen çocuğa.
Doç Dr. Devrim Alkaya
Inş. Yük. Müh. & Tarımcı
Türkiye Ziraatçılar Derneği
Denizli Temsilcisi
Yorum Yazın