"....Bu, Cumhuriyet’in ve bizim başımızı kesmektir...." Musta Kemal Atatürk
Atatürk’ün hedefi, ülkeyi işgalden kurtarmak, Ulusal egemenliğe dayalı, her vatandaşının eşit olduğu, milli bir devlet kurmak ve milletini çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkarmaktır.
Bu bağlamda, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilanı ile Siyasal, ekonomik, sosyal, eğitim, kültür, hukuk vb.gibi her alanlarda devrimler gerçekleşmiştir. Saltanatın ve Halifeliğin kaldırılması, Tekke, Zaviye ve Türbelerin kapatılması, Eğitim- öğretimin birleştirilmesi (Tevhid-i Tedrisat Kanunu), yeni Türk harflerinin kabulü, Türk Medeni Kanunun kabulü, Şapka ve Kılık-Kıyafet Kanunlarının kabulü vb.gibi çeşitli alanlarda, Cumhuriyet’in kazanımlarıyla Türkiye çağ atlamıştır.
Bu gelişmelerden çıkarları bozulanlar,(emperyalistler, saray yanlıları, cumhuriyet karşıtları, toprak ağaları, tarikat ve cemaatler vb.gibi) Cumhuriyet rejimine ve devrimlere karşı çıkarak, cephe almışlardır. Öyle ki, Devrimin öncüsü Mustafa Kemal Atatürk'ü ortadan kaldırmanın yollarını aramışlar, isyanlar çıkarmışlar, suikast düzenlemişlerdir.
Bu isyanların içerisinde hafızalarda derin izler bırakanı ise, hiç kuşkusuz irticai bir isyan hareketi olan, Nakşibendi tarikatının lideri Şeyh Esat Erbil'i tarafından planlanarak müridi Derviş Mehmet aracılığı ile Menemen'de uygulanan ve irtica ile laiklik arasındaki tarihsel mücadeleyi içermesi açısından Cumhuriyet tarihinin önemli olaylarından biri olarak tarihe geçen Menemen Olayı - Kubilay Olayı- dır. (23 Aralık 1930 )
Bu irticai isyanı bastırmaya çalışan öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, isyancılar tarafından başı gövdesinden ayrılarak şehit edildiği gibi, Bekçiler Hasan ve Şevki beyler de şehit edilmişlerdir. İsyancılar aslında Kubilay’ın şahsında Laik Cumhuriyet’in boğazını kesmek ve Cumhuriyeti yıkmak istemişlerdir.
Atatürk olayı haber aldığında; "....Bu, Cumhuriyet’in ve bizim başımızı kesmektir...." diyerek tepkisini göstermiş, isyancılar yargılanarak hak ettikleri cezalara çarptırılmışlardır.
Ülkemizde son yıllarda devlet imkanlarıyla korunan ve kollanan Tarikat ve cemaatlerin oluşturduğu bataklıklar kurutulmadığı sürece Laik Cumhuriyet’imizin boğazını kesmek isteyecek yeni Derviş Mehmetler ortaya çıkacaktır. Ne acıdır ki, belediye başkanı* (!) irticai ayaklanmanın önderlerinden ve Kubilay’ın faillerinden Nakşibendi tarikatı Şeyhi Esad Erbil'in türbesini ziyaret ederek hala 23 Aralık 1930'larda olduğunu alenen ilan etmiştir. Su uyumuş !, kör bağ bıçağı kılıç olarak, laik Cumhuriyet’in boynuna dayanmıştır ! Laik Cumhuriyet’in boğazını kesmek isteyenler, bilsinler ki; Cumhuriyetin idealist öğretmenleri Ata'sının izinde Kubilay’lar olmaya ve Cumhuriyeti ilelebet yaşatmaya hazırdırlar.
Devrim şehitlerimiz, öğretmen Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay’ın, Bekçiler Hasan ile Şevki beylerin anılarına saygıyla.
Yaşasın Laik Demokratik Türkiye Cumhuriyeti
23.12.2024
Ayhan Öztürk
Yorum Yazın