Bir yılı daha geride bırakırken, içimizde hep aynı telaş: "Yeni yıldan ne bekliyoruz?" Sağlık, başarı, huzur... Liste uzayıp gider. Ancak bizler için yeni yıl, sadece takvim yapraklarının değişmesi değil; "En büyük eserimdir" dediği Cumhuriyet’in ışığında, her günü yeni bir devrim heyecanıyla kucaklama fırsatıdır. 2026’ya girerken yanımıza alacağımız en büyük güç; bir asır önce sönmemek üzere yakılan o bağımsızlık meşalesi ve O’nun sarsılmaz iradesi olacaktır.
Eskimeyen Bir Vizyon: Cumhuriyetin Dinamizmi
Yeni yılda Atatürk’le yaşamak; her sabah güne sadece bir vatandaş olarak değil, Cumhuriyet’in bekçisi ve fikri hür bir birey olarak uyanmaktır. O’nun ilkeleri, tozlu raflarda duran hatıralar değil; bugünümüzü ve yarınımızı şekillendiren canlı birer rehberdir. Atatürk’le yaşamak, "Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır" sözünü bir hayat felsefesi haline getirip; bilimde, sanatta ve sanayide muasır medeniyetler seviyesinin ötesini hedeflemektir.
Karamsarlığa Karşı Cumhuriyet İradesi
Yeni yılın getireceği belirsizlikler ya da zorluklar karşısında Atatürk’le yaşamak, "Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim," diyen o çelikten iradeyi kuşanmaktır. Karşılaştığımız her engel, O’nun Samsun’a çıkarken sahip olduğu o "tam bağımsızlık" karakterini hatırlatmalı bize. Cumhuriyetin evlatları için yeni yıl, şikayet etme vakti değil; tıpkı bir asır önceki küllerinden doğuş gibi, çözüm üretme ve yeniden inşa etme vaktidir.
Akıl, Bilim ve Çağdaşlık Seferberliği
Eğer bu yıl kendimiz ve ülkemiz için bir iyilik yapacaksak; bu yıl akıl ve bilimin mutlak zafer yılı olsun. Atatürk’le yaşamak; dogmaların karanlığını Cumhuriyet’in aydınlığıyla boğmak, bir kitabı merakla okumak, bir fidan dikmek ve her şeyden önce laik, demokratik bir hukuk devletinin onurlu bir ferdi olmanın sorumluluğunu taşımaktır. O’nun sofrasındaki o derin entelektüel birikimi ve nezaketi; dijital dünyamıza, okullarımıza ve evlerimize taşımalıyız.
Sonuç: Pusulamız Net, Rotamız Belli
Yeni bir yıl, yeni bir imkan demektir. Atatürk’le yaşamak ise bu imkanı "Cumhuriyet, bilhassa kimsesizlerin kimsesidir" düsturuyla, toplumsal faydaya dönüştürmektir. Takvimler neyi gösterirse göstersin, bizim pusulamız hep aklın yolu; rotamız ise O’nun çizdiği tam bağımsız, laik ve çağdaş Türkiye ideali olmalıdır.
Gelin, bu yıl sadece kutlamalarla yetinmeyelim; O’nu daha iyi anlayarak, devrimlerini her gün yeniden yaşatarak yürüyelim. Çünkü Atatürk’le ve Cumhuriyetle yaşamak, her günü bir özgürlük bayramı tadında kucaklamaktır.
Yeni yılınız kutlu, yolunuz Cumhuriyet’in sönmeyen ışığıyla aydınlık olsun!
Yorum Yazın