İnsan, kalabalıklar içinde yaşar ama kendi iç dünyasında yürür. Günlük hayatın koşuşturması, sorumluluklar, beklentiler ve dayatmalar arasında çoğu zaman kendimizi unutuyoruz. Oysa yaşamın tam da merkezinde, birey olabilmek; yani kendinin farkında olmak, kendi sesini duyabilmek ve kendi yolunu çizebilmek, mutluluğun en temel anahtarıdır.
Birey olmak, yalnızlaşmak değildir. Aksine, toplumun bir parçası olarak kendi değerlerini koruyabilmektir. Herkes gibi olmaya zorlandığımız bir dünyada, “ben” diyebilmek cesaret ister. Bu cesaret; ne istediğini bilmekten, neye itiraz ettiğini açıkça söyleyebilmekten ve başkalarının beklentileriyle değil, kendi vicdanınla yaşamaktan geçer. Çünkü insan, kendisi olmadığı bir hayatı ne kadar yaşarsa yaşasın, o hayat ona ait olmaz.
Mutluluk ise çoğu zaman yanlış yerde aranır. Daha fazla para, daha büyük başarılar, daha çok alkış… Oysa yaşam bize şunu öğretir: Mutluluk, büyük hedeflerin sonunda değil; küçük anların içinde gizlidir. Sabah içilen bir çayda, samimi bir sohbette, yapılan bir iyilikte ya da sadece durup nefes alabildiğin bir anda… Yaşamı gerçekten fark ettiğimizde, mutluluğun aslında yanı başımızda olduğunu anlarız.
Birey olabilmek, yaşamla pazarlık yapabilmektir. Her şeye rağmen ayakta kalmak, düşerken ders alabilmek ve yeniden yürümeyi denemektir. Hayat herkese adil davranmaz; ama birey olan insan, başına gelenleri bir yenilgi değil, bir deneyim olarak görmeyi öğrenir. İşte bu bakış açısı, insanı güçlü kılar ve iç huzura yaklaştırır. Toplum içinde birey olmanın bir başka anlamı da sorumluluk almaktır. Kendi hayatından, kararlarından ve hayallerinden sorumlu olmak… Suçu sürekli dışarıda aramak yerine, değişimi kendinden başlatabilmek. Bu bilinç, insanı hem olgunlaştırır hem de yaşamla daha sağlıklı bir bağ kurmasını sağlar.
Sonuç olarak; yaşamın içinde birey olmak, kendini tanımakla başlar. Mutluluğu bulmak ise hayatı olduğu gibi kabul edip, onu kendi anlamınla yeniden kurabilmekten geçer. Çünkü mutluluk, ulaşılan bir hedef değil; farkındalıkla sürdürülen bir yolculuktur. Ve bu yolculuk, ancak birey olmayı başarabilenler için gerçek anlamını bulur.
Yorum Yazın