Ne ağırdır şu özlem, yürek altında ezilir adeta. Öyle zordur ki, aldığın nefes bile yük gelir. Bazen duyduğun bir şarkıda gözün dalar uzaklara, derin bir iç çekersin. Bedenin olduğu yerdedir ama yüreğin çoktan olmak istediği yere varmıştır bile. Özlemin çok daha ötesidir yaşadığınız o duygu yoğunluğu.
Burnunun direği sızlar, içinde bir kor ateş olur yandıkça yanar küle döndürür. Sesini özlersin, nefesini özlersin, gülüşünü özlersin meselâ. O kadar çok özlersin ki, kokusunu duyarsın, sevdiğinizi size getirir, onu yanınızdaymış sanırsın adeta. Güne onunla başlarsın, gece onu düşünüp hayallere dalarsın. Vuslat arzusu sarar her yanını bir türlü uykuya dalamazsın.
Sahi nedir özlem? Tarifi var mıdır, o kadar kolay mıdır?
Özledim demekle anlaşılıyor mu, çok özledim demekle içini yakan ateş görülüyor mu?
Bazen tek başına anılarınıza şahitlik eden sokak lambaları altında kaldırım taşları üzerinde yürürsünüz. Bir an için sanki ruhunuz ayrılır bedeninizden ve yaşanılan güzel anlara gider.
Belki yüzünüzde buruk bir tebessüm belirir, belki de birkaç damla düşer kirpiğinizden.
Yaşanmış anlar için mutlu olunması gerekirken tatlı bir kırgınlık hissedilir.
Özlersin işte, özlenmeye değer güzel anları, unutulmamaya değer her şeyi özlersin.
Özlemek zor iştir, görmeden, sesini duymadan, yanında olmayana kim özlem duyabilir ki?
Özlemek, özden gelir. Kişinin kendi özünü bir başka insana, nesneye, hayata katabilme arzusudur. Elbette her zaman kişiye değildir duyulan özlem.
Örneğin; eski bayramları özlersin, çocukluk günlerini özlersin hatta arkadaşlarınla tatlı sohbet eşliğinde içilen kahveyi bile özlersin. Yani Güzel anları, yaşanmışlıkları da özlersin.
Özlemek ruhun bir yansımadır bir bakıma, ruhumuzdan izler taşır.
Özlem duygusunun bıraktığı izlerde yürüyüp hayatımıza yeni bir soluk katma çabamız boşuna değildir. Ne şiirler yazılır ne şarkılar söylenir özleme dair, yine de yetmez tam olarak anlatmaya. Özlemin en yoğun hissedildiği sevgi kavramıdır. Bazen yanınızda olanı özlersiniz ayrı kaldığınız anlarda. Bazen de dokunamadığınızdır özlenen çok uzaklarda.
Özlemek güzel, özlenmek daha güzeldir. Özlenen insan da özlemişse ne mutlu ama özlenen özlememişse o zaman özleyen de mutsuz olur. İnsana duyulan özlemin hayatımızdaki yeri çok önemlidir. Yüreğimize aldığımız insanlara dair özlem duygularımızı yoğunlaştırır. Uzakta olsalar bile aklımızın bir köşesinde daima dururlar. Kalbimizdedirler, onları asla kaybetmeyiz. Geçmişe dönmek, birdenbire özleme son vermek mümkün olmasa da özlemin beraberinde getirdiği güçlü duygular vardır. O duyguları kaybetmeyelim.
En ağırı ve en acı vereni de insanın hayattan kopmuş, ebediyete intikal etmiş sevdiklerine duyduğu özlemdir. Göremezsin, sarılamazsın, sesini duyamazsın. Hiç sönmeyen bir özlem ateşidir yüreğinde yanan ve hiç sönmeyen.
Peki sizin özledikleriniz var mı?
Özlediğiniz kadar özleniyorsanız o zaman şanslısınız ve mutlu olmalısınız.
Özlediğiniz kadar özlenmeniz dileğimle.
Aşk ola...
Fatoş Taşkın Karadoğan
Yorum Yazın