Hüseyin Okumuş
Hüseyin Okumuş

Bilimden Uzak Ekonomi, Akıldan Kopuk Yönetim

Yayınlanma: 13 Aralık 2025
Bilimden Uzak Ekonomi, Akıldan Kopuk Yönetim

Günümüz dünyasında ekonomik güç; bilime, akla ve planlamaya dayanıyor. Ancak Türkiye’de ekonomi politikaları giderek bu üç temel ilkeden uzaklaşıyor. Uzmanlara göre sorun rakamlarda değil, yönetim anlayışında.

Ekonomik göstergeler ne söylerse söylesin, vatandaşın yaşadığı gerçek hayat bambaşka bir tabloyu ortaya koyuyor. Artan hayat pahalılığı, düşen alım gücü ve derinleşen gelir adaletsizliği; ekonomideki sorunun geçici değil, yapısal olduğunu gösteriyor.

Uzmanlar, bilimi ve aklı dışlayan ekonomi politikalarının sürdürülebilir olmadığını vurguluyor. Veriye dayanmayan kararlar, planlama yerine günü kurtarmaya yönelik adımlar ve kurumsal aklın devre dışı bırakılması; piyasada güvensizliği büyütüyor.

Atatürk’ün Ekonomi Anlayışı Hatırlatılıyor

Cumhuriyet’in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, bugün ekonomi yönetimi açısından yeniden hatırlatılıyor. Ekonomistler, Atatürk’ün yokluk koşullarında bile planlı kalkınmayı, sanayileşmeyi ve kamucu aklı esas aldığına dikkat çekiyor.

Cumhuriyet’in ilk yıllarında kurulan fabrikalar, yapılan sanayi planları ve altyapı yatırımları; bilimin ve aklın ekonomiyle buluşturulduğu örnekler olarak gösteriliyor. Uzmanlara göre bugünkü kriz, kaynak eksikliğinden çok, bu anlayıştan uzaklaşılmasının sonucu.

Para Tek Başına Güç Değil

Ekonomi çevreleri, paranın tek başına güç olmadığını vurguluyor. Bilimden ve akıldan kopuk para politikalarının kısa vadede geçici rahatlama sağlasa da uzun vadede toplumsal refahı zayıflattığı ifade ediliyor. Adaletli bölüşüm olmadan ekonomik büyümenin toplumun geniş kesimlerine yansımadığına dikkat çekiliyor.

Atatürk’ün “Akıl ve mantığın çözemeyeceği sorun yoktur” sözüne atıf yapan uzmanlar, ekonomi yönetiminde kurumsal aklın ve bilimsel yaklaşımın zorunlu olduğunun altını çiziyor.

Sorun Ekonomik Değil, Yönetsel

Değerlendirmelere göre bugün yaşanan ekonomik sorunlar, yalnızca küresel gelişmelerle açıklanamıyor. Asıl problemin; şeffaflıktan uzak, eleştiriye kapalı ve bilimsel verilerle desteklenmeyen karar süreçleri olduğu belirtiliyor.

Ekonomi politikalarının yeniden bilimin, aklın ve planlamanın rehberliğinde şekillenmesi gerektiği vurgulanırken, aksi hâlde mevcut sorunların derinleşerek devam edeceği ifade ediliyor.

Yorum Yazın

Yazarın Diğer Yazıları