Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Benim iki büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk Partisi’dir” diyerek, bir milletin bağımsızlık mücadelesi ile siyasal örgütlenmesini aynı çizgide tanımlamıştır. 9 Eylül 1922, İzmir’in kurtuluşu ile işgalci güçlerin Anadolu’dan tamamen sökülüp atıldığı gündür. Bu tarih, Türk milletinin bağımsız yaşama kararlılığının, emperyalizme karşı verdiği mücadelenin taçlandığı gündür.

Tam bir yıl sonra, 9 Eylül 1923’te ise Cumhuriyet Halk Partisi “Halk Fırkası” adıyla kurularak siyasal hayatta yerini aldı. Kurtuluşun getirdiği bağımsızlık, kuruluşla birlikte kurumsallaştı; demokrasi, hukuk ve halk iradesiyle yoğruldu. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi 102 yaşında. 102 yıllık bu kutlu yolculuk, sadece bir partinin tarihi değil; aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin demokrasi mücadelesinin, aydınlanma yolculuğunun ve halkın iradesinin de tarihidir. Ancak bugün geldiğimiz noktada; hukuk askıya alınmış, yargı iktidarın sopası haline getirilmiş, anayasa hiçe sayılmıştır. Mahkeme kararları uygulanmazken, iktidar kendi bekası uğruna halkın iradesine kayyumlarla el koymaktadır. Milletvekilleri darp edilmekte, il binaları işgal edilmekte, kolluk güçleri partililere biber gazı ve plastik mermiyle saldırmaktadır.

Bu tablo, 100 yıl önce emperyalistlerle işbirliği yapan işgalcilerin zihniyetinden farklı değildir. Çünkü amaç yine aynı: Halkın iradesini gasp etmek, demokrasiyi yok etmek. Ama unutulmamalıdır ki; Cumhuriyet Halk Partisi, idam fermanı boynundayken dahi halkına Cumhuriyeti armağan eden bir liderin eseridir. Bu nedenle baskılar, yasaklar, zorbalıklar CHP’yi yolundan asla döndüremez. Bugün hem kurtuluşu hem de kuruluşu kutlarken; Atatürk’ün emanetine, Cumhuriyetin değerlerine, demokrasiye ve halkın iradesine sahip çıkmaya devam ediyoruz.Cumhuriyet Halk Partisi, geçmişte olduğu gibi bugün de hak, hukuk ve adaletin savunucusudur.
Ve bizler biliyoruz ki:
Yaşasın Cumhuriyet! Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi!