Ülkemizin eşsiz doğal güzellikleri, binlerce yıllık biyoçeşitliliği ve yaşam kaynakları, maalesef son yıllarda ciddi bir tahribat tehlikesiyle karşı karşıya. Yeşil Doğa Koruma Derneği olarak bizler, bu paha biçilmez mirası koruma sorumluluğunu taşıyor ve tüm vatandaşlarımızı bu kritik süreçte yanımızda olmaya davet ediyoruz. Coğrafyamızda yaşanan doğa katliamları, geleceğimizi ipotek altına almaktadır.
Doğa Tahribatının Boyutları: Türkiye'nin dört bir yanında, ekosistem dengesini geri dönülmez şekilde bozan uygulamalar hız kesmeden devam ediyor.
Çevre Kirliliği: Hava, su ve toprak kirliliği, hem insan sağlığını hem de doğal yaşamı tehdit eden en büyük sorunların başında geliyor. Sanayi atıkları, plansız kentleşme ve atık yönetimi sorunları, yaşam kaynaklarımızı zehirliyor.
Enerji Projeleri ve Madencilik Faaliyetleri: HES’ler ve RES’ler (Hidroelektrik ve Rüzgar Enerji Santralleri): Yanlış konumlandırılan ve planlanan HES projeleri nehirlerimizin can damarını kesmekte, biyoçeşitliliği yok etmektedir. Yüksek kapasiteli RES projeleri ise ormanlık alanlara ve göç yollarına zarar vermektedir.
Taş Ocakları ve Maden Arama Çalışmaları: Ülkemizin dağları, ormanları ve tarım arazileri, plansız maden ve taş ocağı faaliyetleriyle delik deşik edilmektedir. Bu faaliyetler, toprak erozyonunu artırmakta, su kaynaklarını kirletmekte ve yöre halkının yaşam alanlarını yok etmektedir.
Zeytinlikler ve Ormanlar Üzerindeki Baskı: Zeytinliklerin Yok Edilmesi: Anayasal güvence altında olması gereken zeytinlik alanlar, sık sık imar ve enerji projelerine kurban edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Zeytin ağacı, sadece ekonomik bir değer değil, aynı zamanda ekolojik dengenin de önemli bir parçasıdır.
Orman Yangınları: İklim krizi ve beşeri faktörlerle artan orman yangınları, ciğerlerimizi yakmakta, yüzbinlerce hektar orman alanını ve içindeki canlıları yok etmektedir.
Çözüm İçin Birlikte Çalışma Vakti: Bu büyük sorunlar karşısında çaresiz değiliz. Yeşil Doğa Koruma Derneği olarak bizler, daha yaşanabilir bir coğrafya yaratmanın ancak toplumsal bir bilinç ve ortak bir mücadele ile mümkün olacağına inanıyoruz.
Hukuki Mücadele ve Savunuculuk: Doğaya zarar veren her türlü projeye karşı hukuki süreçleri etkin bir şekilde takip etmeli, yasal haklarımızı sonuna kadar kullanmalıyız.
Toplumsal Bilinç ve Eğitim: Gelecek nesillere temiz bir çevre bırakmak için çevre bilincini artırmalı, okullardan en ücra köşelere kadar doğa sevgisini aşılamalıyız.
Sürdürülebilir Politikaların Desteklenmesi: Enerjiden tarıma, turizmden sanayiye kadar tüm sektörlerde çevresel sürdürülebilirliği esas alan, doğa dostu politikaların uygulanması için baskı oluşturmalıyız.
Gönüllü Katılım ve Aktif Destek: Her bir bireyin çabası değerlidir. Derneğimizin projelerinde gönüllü olarak yer almak, imza kampanyalarına destek vermek ve yaşadığımız çevreyi temiz tutmak hepimizin sorumluluğundadır.
Sonuç: Yeşil Doğa Koruma Derneği olarak çağrımız nettir: Yaşam alanlarımızı, zeytinliklerimizi, ormanlarımızı ve su kaynaklarımızı savunmak için gelin güç birliği yapalım. Yarının Türkiye’si, bugünün kararlı adımlarıyla şekillenecektir. Yok edilen her ağaç, kirletilen her su damlası, geleceğimizden çalınmış bir parçadır. Bu tahribata "dur" demek ve daha yeşil, daha sağlıklı bir coğrafyayı birlikte inşa etmek için herkesi mücadelemize omuz vermeye davet ediyoruz.
Unutmayalım: Doğa bize miras değil, çocuklarımızın emanetidir!
Yeşil Doğa Koruma Derneği Yönetim Kurulu Adına Başkan Hüseyin OKUMUŞ
Yorum Yazın